Astrolojiye giriş

İnsan Dünyadaki en yüce varlıktır.

Kuran-ı Kerim’de İnsan için “Andolsun ki biz İnsan’ı en güzel şekilde yarattık” [95/4] diye yazılmıştır.

İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar. Ölmeden önce ölünüz {Mutu kable ente mutu} demiş peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV).

“Bir ben var bende benden içeru”; Yunus Emre  bu dizesi ile , binlerce yıl önce yaşamış bilgelerin vurguladığı gibi; Kendini Bildiğini ifade etmiştir; “Gnoti Seaton!” {Kendini Bil!} Delfoi tapınağı girişinde yer alan kapı üstü yazısı.

O zaman Kendini Bilmek ne demektir?

İnsan, Nefsine erebilirse Rabbine de erecektir. {Men Arefe Nefsehu, Fekad Arefe Rabbehu}.

İnsan, şah damarından yakın olan, Allah’ın üflediği Ruh’u ile tanışmadan dünya arsasında gelir gider, gezinir durur ..

İnsan, büyük evren (makro kozmos ) ile küçük evrenin (micro kosmos) birbirlerine deydiği yerdeki noktadır.

“Ne varsa alemde örneği var ademde” Hünkâr Hacı Bektaş Veli.

Astroloji, bu iki zahiri evrenin ve İnsan’ın arasındaki eş zamanlılığı (senkronizasyonunu- “Carl Gustav Jung”) vurgulayan, temelinde matematik, geometri, istatistik, fizyonomi, ontoloji, teoloji, tanrıbilim, psikoloji ve parapsikoloji gibi soyut ve somut  kavramların hepsini içeren bir senkretizme, kadim bir ilimidir.

Astroloji neden ilimdir? çünkü bilimin bu günkü tarifi Astrolojiyi kapsamamaktadır. Belki yarın ki tarifi kapsayacaktır. Her şeyi bu günkü bilimle açıklamak mümkün değildir. Bilimin bu günkü idrakına uymayan gerçeklere gözümüzü kapayamayız.